Kilisenin çanları normalden farklı şekilde çalıyordu. Cenaze haberi verir gibiydi ama, gecenin o saatinde cenaze haberi verildiği görülmemişti.
Meraklanan kasaba halkı ellerinde fenerle yada meşalelerle sokağa çıktı. Kiliseye doğru yürümeye başladılar ama, meydandaki merkez kilise değil de, en uzaktaki kiliseden geliyordu çan sesleri. Kalabalık giderek çoğaldı. Adeta meşaleli bir yürüyüş kortejine dönüştü. Çanların kimin için çaldığını anlamak için kasabanın en ucun doğru yürüyorlardı. Kasabanın Jandarma karakolundaki bir avuç asker, kalabalığı yatıştırmak için dışarı çıktı. Tam bu esnada Merkez kilisenin, bölgedeki Katedrale bağlı olmadığı için çan çalmadığı söylentisi de yayılmaya başlamıştı. Kimse ne olduğunu bilmediği halde, herkes hikayeyi bir yerinden çözmeye başlıyordu.
Demek ki merkez katedralle arası iyi olan Kral Taywerd zor durumdaydı. İşte askerler de halkı durdurmak için çıkmıştı. Demek çanlar Taywerd'i korumak için çalıyordu. Yeni yapılmış gazlı sokak lambaları sönüktğ. Muhakkak ki bu Taywerd'i sevmeyen jandarmaların işiydi.
Taywerd zalim bir kral olmasına rağmen halkın bir kısmından destek görüyordu.
Destek vardı var olmasına ama, ya halkın kalan kısmı? Hem şu diğer katedralin durumu da tüm işleri berbat ediyordu. Kilise sistemlerinde tekillikten ziyade paralellik olması, halkı ikna etme yolunda, Taywerd için kendi bekası açısından büyük problemdi. İnanılmaz bir kaygı patlaması hakimdi. Öyle ki 128 bin okka altın parayı yok etse kimse birşey diyemezdi de, birisi atların yemini değiştirmeye kalksa korkudan dünya kadar soru sorup, başseyisi hatta başveziri dövmeye kalkardı. Bir seferinde dövdüğü rivayet edilse de, kanıt bulunamadı. Bir oğlunu, kuyusunu mu kazacak diye, bir süre uzak tutmuştu yanından. Sonradan çok salak olduğunu anlayınca yanından hiç ayırmadı, o da bir diğer kaygı kaynağı olmuştu.
Nasıl olmuşsa, o gece küçük şehirlerin ve kasabaların tamamında merkez Katedrale bağlı olan kiliseler çanlarını çalmaya başlamıştı. Meşalelerle sokağa dökülüp ne olduğunu anlamaya çalışan halk, inanılmaz bir kurgu ile diğer Katedrali düşman belleyerek, oraya bağlı kiliseleri ateşe verdi.
Bazı kentlerde Jandarma karakolları ateşe verildi. Merkez Katedrale bağlı olmayan halk vahşi bir şekilde çırılçıplak soyularak at arabalarına çivilenrek sokaklarda gezdirildi. Kimisi kan kaybından can çekişerek öldü, kimisi tekmelerle öldürüldü daha 19 yaşında.
Taywerd muhbirleri aracılığı ile gün ağarırken almaya başladı haberleri. Çok planlı programlı başlamayan bu hareket, bir kaç saat içinde halkın Kral Taywerd'a saygı duruşuna dönüşmüştü.
Çanların kendileri için çaldığını anlayamayan ülke halkı, çılgınca Kral Taywerd'in kaygı duruşunu, ona karşı bir saygı duruşuna çevirmişti. Bu esnada, kalabalığın gazabına yakalanmayan, her iki Katedrale de bağlı olmayan bir kısım halk "resistere iter' duasıyla içten içe kendini telkin etmeye çalışıyordu, malum kaygıları hiç sonlandırmayarak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder