Ne diyorlar? Enerji, yoktan var olmazmış ve varken de yok olmazmış
İnanıyor musun? Bu kardeşiniz bu işleri bilir.
Bakınız bir canlı öldüğünde, o kanlı canlı, enerji dolu varlık, bu dünyadan göç ettiğinde.... Hikmetinden sual olunmaz. O gözlerdeki fer nasıl yok oluyor?
Hani enerji yok olmuyordu?
Bir araba duvara çarpınca enerjisi bitmiyor mu kardeşlerim.
Aaaah ah... Yıllarca bizi uyuttular.
Neymiş; bir sistem, her hangi bir zorlama olmazsa minimum enerji maksimum düzensizlik eğilimindeymiş.
Kim söylüyor bunu? Sözde bilim insanları... Sevsinler sizin biliminizi...
Masanın üstündeki yada dolaptaki kitaplara dokunma bakalım 10 sene. Hani zorlama olmayınca düzensizliği artacak ya... E yerinde duruyor? Neymiş? Entropi... Dilimizde bile olmayan bir kelime.
Kardeşlerim, bir tutturdular enerji, entropi, kelimeleri birleştirdiler, Termodinamik... Bak bak bak... Yetmedi, termodinamik çevrim. Yahu kuzu mu çeviriyorsun?
Oyuna bak. Evelallah biz sizin ne filimler çevirdiğinizi yıllarca gördük, izledik. Sokak arası sinemalarda o 5.si, 6. sı çekilen rezil filmlerinizi de gördük. Ama Allah'ın izniyle artık, bu sarmaldan kurtulacağız. Bu kardeşiniz burada olduğu sürece, bu can bu bedende olduğu sürece, kardeşlerim, kimse sizi bilimle dövemeyecek.
Ben en büyük entropistim kardeşlerim. Hatta ve hatta termodinamistliğin daniskasıyım. Artistlik yapanın aklını alırım. Abdestimden şüphem yooook. (çünkü almadım).
Biz bu yola kefenimizle çıktık. Öyle bazıları gibi kalın kitaplarla çıkmadık. Sınav yapıyorlarmış, defter kitap açık.... Heey hey... Kardeşlerim, ömür bitip son nefesi verdiklerinde, o enerjinin nasıl sıfırlanıp yok olduğunu gördüklerinde, işte o gün, notlar açık olacak. Amel defterlerini okurken gözyaşlarına boğulacaklar. Hani enerji bitmişti ya, sonra o kitapları okuyup, gözyaşı dökerken, bir anda gelecek o enerji... Orada görecekler hem varken yok olduğunu, hem yoktan da var olduğunu. Allahın işine mi karışıyorsun?
Kardeşlerim, dedim ya ben termodinamistim, hatta daniskasıyım.
......
O kadar inandırmıştı ki kitleyi, bilim insanlarına ve üniversite gençliğine oldukça kötü gözle bakıp, "büyük oyunu gör, büyük resmi gör, bunlar batının tuzağı" kampanyaları başlamıştı. Hatta bazı gençler yolda önleri kesilerek kitaplarına zarar verme eğilimine girmişti kitle. Adeta bir distopya yaşanır olmuştu.
Aslında hiç bir şeyden anladığı yoktu. Ne ekonomiden, ne teknolojiden, ne enerjiden. Enerjinin parasal gelirini ve pastanın büyüklüğüne olan iştahını saymazsak. Konuşmaların içeriğinde "kardeşlerim, biz, bu kardeşiniz" yoğunluğunda olsa da, "BEN" vurgusu, doğrudan kullanmadığı halde çok barizdi aslında ama, kendi kitlesi için bu abi tavrıydı, baba tavrıydı, dayı tavrıydı. "Çoh böyük Adam" diyorlardı köy kahvelerinde. Kulaktan kulağa yayılmıştı namı. Şeytan tüyünü iman gösterisi ile birleştirip, bir iki höykürünce yerini iyice sağlamlaştırmıştı.
Oraya çıkmıştı. Nasıl çıkmıştı, neden çıkmıştı, bunların bir önemi yoktu.
O pek çok şeyin daniskasıydı. Bilmese de fikri vardı her konuda. Oraya çıktıktan sonra da soramadı kimse akıl sağlığını, sorgulayamadı da. Böyük termodinamist, yanlış yorumladığı bilimsel kanunların tersine işler yaparak yarattığı hortum neticesinde, halkın cebindeki paranın hortumlanmasına neden olmuştu.
Ama olsundu. O neticede Zübük gezegeninin lideriydi. "Ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey" diyen Hayriye Hanımların sessizliği ve susturuculuğu ile de daha uzun yıllar çıktığı yerde kalacaktı. "Çıktığı yere geri dönse keşke" diye düşünenler avcunu yalayacaktı.
.....
Termodinamik: Isının ve dolayısıyla enerjinin dinamiği diyebiliriz. Ayrıca "TERMODİNAMİST" yada "ENTROPİST" şeklinde bir kullanım yoktur.
Merak edenler için:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Termodinamik